Elea Okulu, Antik Yunan felsefesinin Sokrat öncesi döneminde önemli bir yere sahip olan ve İtalya'nın güneyindeki Elea kentinde MÖ 6. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan bir felsefe okuludur. Bu okul, varlık ve gerçekliğin doğası üzerine radikal düşünceleriyle tanınır ve sonraki felsefi düşünceyi önemli ölçüde etkilemiştir.
Elea Okulu'nun temel ilkeleri, duyular yoluyla elde edilen bilginin yanıltıcı olduğu ve gerçekliğin ancak akıl yoluyla kavranabileceği üzerine kuruludur. Onlara göre, gerçeklik değişmez, bölünemez ve tektir. Değişim ve çokluk gibi kavramlar yanılsamadır.
Başlıca öğretileri şu şekilde özetlenebilir:
Elea Okulu'nun en önemli temsilcileri şunlardır:
Elea Okulu'nun felsefesi, sonraki felsefi düşünceyi derinden etkilemiştir. Özellikle Platon ve Aristoteles gibi filozoflar, Elea Okulu'nun fikirleriyle yakından ilgilenmişler ve bu fikirleri kendi felsefi sistemlerinde ele almışlardır. Ayrıca, Elea Okulu'nun mantıksal argümanlara verdiği önem, felsefe ve bilimde mantıksal düşüncenin gelişmesine katkıda bulunmuştur.
Elea Okulu'nun fikirleri, hem çağdaşları hem de sonraki filozoflar tarafından eleştirilmiştir. En önemli eleştirilerden biri, Elea Okulu'nun duyusal deneyimi tamamen reddetmesi ve gerçekliği sadece akıl yoluyla kavranabilir olarak görmesidir. Ayrıca, Zenon'un paradoksları, hareketin ve çokluğun imkansız olduğunu göstermekte başarısız olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir.
Elea Okulu, Antik Yunan felsefesinin önemli bir parçasıdır. Varlık ve gerçekliğin doğası üzerine radikal düşünceleriyle felsefe tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Parmenides, Zenon ve Melissos gibi filozofları aracılığıyla sonraki felsefi düşünceyi derinden etkilemiştir.